Serbest çağrışım geldi aklıma bu
yazıya başladığımda. Çünkü canım bişeyler yazmak istedi ama
bu yazmak için yazmak değil. Yani bana göre bi insan bi konuya
sahipse bişey yazmalı sırf bişeyler yazmak için kendini kasarak
yazılmış olan yazılar güzel olmaz. Benim tabirimle ruhu yoktur
onların. Ama bu öyle de değil. (Yazarken bi an da ama ile başlamak
cümle düşüklüğüne yol açar mı diye düşündüm. Neyse
$!*#&@ et .) Yani bişeyler yazasım var ama belli bir konuya
sahip değilim. Müslüm Gürses'in Nilüfer isimli şarkısı çok
güzelmiş, beğendim bayaa. Belki de ruh halim sabahtan bu saate
kadar yavaş yavaş bu şarkının tonlarına geriledi buna emin
değilim. Her neyse şu baş kısımda yaptığım lagaluga bitsin artık, biraz daha gerçek şeylerden bahsedelim.
Yaşamak ve Ölmek
Uyuşturucu yasal mı olmalıdır ?
Ben 6 yaşındayken sabah kalktığımda
kahvaltı masasına oturunca canım bir şeyler yemek istemezdi,
acaba Somali de 6 yaşında bi çocuk uyandığında ne yapıyor ?
Bawingl Thir isimli adamın garip
hikayesi.
Aklımda şu 4 konu var hakkında
yazmak istediğim. Hangi birini yazsam bir türlü karar veremedim o
yüzden ilk yazdığımı yazmaya karar verdim. (Yine bi yanlış
cümle kaygısı yaşadım)
Yaşamak ve Ölmek
Bir nefes verirsin, sonra bir daha
alamazsın. Tüm yaşadıkların, öğrendiklerin, çabaların,
öğrettiklerin, sevdiklerin, gördüklerin, yediklerin, dövdüklerin,
öptüklerin bir an da yok oluyor. Ne kadar garip ya. Çok ürkütücü
bir şey. Bir daha yaşamamaktan ziyade bu kadar uğraşılarak
kurulmuş bir hayatın yok olması düşüncesi daha çok üzer beni.
Çok sevdiğim bir söz vardı. Tam olarak bu şekilde miydi, emin
değilim. “Ekmeğin sert tarafını yiyemeyecek yaşa geldiğinde,
yaşadıklarından çok yaşayamadıkların için pişmanlık
duyuyorsun” İşte bu söz beni yaşamın her saniyesinden zevk
almak için inanılmaz derece de teşvik ediyor. Zaten önemli olan
şey bir hissin uzun soluklu olmasındansa olabildiğince üst seviye
de olmasıdır. Yani yaşamak derken aslında ben yaşamak
kelimesinin tam anlamını gösterebilecek bir biçimde yaşamaktan
bahsediyorum. Dünya da ki bütün farklı yemekleri yemek istiyorum.
Bütün farklı içecekleri içmek istiyorum. Bütün enstrümanları
çalmaya çalışmak istiyorum. Bütün Dünya'yı gezmek istiyorum
ama yapamayacağım. Yine de bu bahsettiğim şeylerin bir kısmını
yani hiç yoktan ölünceye kadar yediğim en az 450 farklı yemek
olsun. İçtiğim 1200 farklı içecek olsun. En az 40 farklı
enstüman'ı çalmaya çalışayım. En az 10 ülkeyi gezeyim. İşte
o zaman kendimi biraz daha gerçekte olması gerektiğini düşündüğüm
yaşamak kavramına yakın hissediyorum. Sigarayı azaltmıştım ama
yine günde 1 paket içmeye başladım. Yahu iyi de sigara içmek
bana keyif veriyor. O zaman hiç kusura bakmayın ben Dünya'ya
sağlıklı olmak için değil, yaşamak için geldim. Ve yaşadığım
için kimse bana kızamaz. Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder